Anne ve bebek sağlığı için, gebelik dönemi boyunca sürdürülen sağlıklı bir süreç son derece kritik bir rol oynar. Normalde 40 hafta süren bir gebelik sürecinde, hem yeme alışkanlıklarına hem de düzenli olarak yapılması gereken testlere ve kontrollere odaklanarak, gebelik takibini etkili bir şekilde sürdürmek büyük önem taşır
Gebelik Takibi Nasıl Olmalıdır ?
Sağlıklı bir hamilelik, hem anne hem de bebeğin sağlığı için son derece önemlidir. Tipik olarak 40 hafta süren
gebelik dönemi boyunca, doktorunuzun tavsiyelerini dikkatli uygulayıp, düzenli kontrollerinizi ihmal etmeyin.
Doktorunuzun önerdiği beslenme programı ve alınması gereken vitaminleri muhakkak alın. Bu süreçte sigara,alkol
gibi kötü alışkanlıklardan vazgeçin.Çünkü bunlar anne ve bebek sağlığına son derece zararlıdır.Fiziksel aktivite,
hamilelik sırasında iyi bir psikoloji ve iyi bir ruh hali için son derece önemlidir.
Gebelikte Yapılması Gereken Testler Nelerdir ?
Gebelik sürecinde, anne ve bebek sağlığını yakından takip etmek, olabilecek sorunları erkenden teşhiş edebilmek
için çeşitli testler yapılmaktadır.
Kan Testleri: Kan sayımı, kan grubu tespiti, Rh faktörü analizi ve demir seviyelerinin ölçümü gibi tıbbi testler, anne ve bebek sağlığını gözlemlemek için kritik bir rol oynar. Ayrıca, gestasyonel diyabet riskini değerlendirmek amacıyla glukoz tarama testi uygulanır.
Ultrasonografi: Düzenli ultrason muayeneleri, bebeğin büyümesini gözlemlemek, potansiyel anormallikleri teşhis etmek ve gebelik ilerlemesini takip etmek için gerçekleştirilir.
Tam Kan Sayımı: Gebelik sırasında yapılan testler arasında, anemi durumunun varlığını tespit etmek amacıyla başlangıçta tam kan sayımı yapılır. Anemi teşhisi koymak için, hemoglobin seviyesi kişinin kanında belirlenerek kansızlık durumu incelenir.
Kan Biyokimyası: Gebelik sırasında uygulanan testlerden biri olan kan biyokimya testi ve idrarda kan ve protein ölçümü, gebelikle ilişkilendirilen potansiyel sağlık sorunlarını, özellikle gebeliğe bağlı diyabet, yüksek tansiyon, karaciğer ve böbrek hastalıklarını teşhis etmek için kullanılır.
TORCH Taraması: Gebelik sürecinde TORCH taraması yapılırken, anne adayının kızamıkçık hastalığına karşı geliştirdiği bağışıklık seviyeleri değerlendirilir.
PAP Smear Testi: Gebelik sırasında artan hormon seviyeleri, rahim ağzı kanseri riskini artırabilir. Bu nedenle, gebeliğin erken aşamalarında, smear testi yapılarak bu riskin varlığı araştırılır.
Gebelikte Tarama Testleri Nelerdir ?
Gebelik sırasında yapılan tarama testleri, anne adayının çocuğunun kromozomal anormalliklerini değerlendirmek
amacıyla kullanılır. Dolayısıyla, bu testler önce anne adayıyla, testlerin güvenilirliği konusunda detaylı bir şekilde
konuşularak başlatılmalıdır.
İkili Kombine Testi (İkili Test): Günümüzde, ikili test kromozomal anormalliklere sahip bebekleri, özellikle Down sendromlu bebekleri tespit etme konusunda en etkili test olarak kabul edilir. Bu nedenle, yaş faktöründen bağımsız olarak tüm anne adaylarına tavsiye edilir. İkili test sayesinde, 100 bebekten yaklaşık 90'ı gibi yüksek bir oranda fazla kromozoma sahip bebekler tespit edilebilir.
Üçlü Test: Üçlü gebelik testi, anneden alınan kan numunesinin içindeki HCG, E3 ve AFP değerlerine bakarak, bu verileri anne adayının yaş ve gebeliğin haftasıyla birleştirerek, bebekte Down sendromu ve Trizomi 18 riskini değerlendirir. Bu test, bebekteki potansiyel sağlık sorunları hakkında bilgi sağlar.
Dörtlü Test: Anne adaylarının sağlığını ve bebeklerinin gelişimini takip etmek için kullanılan dört önemli parametre vardır: HCG, AFP, E3 ve İnhibin-A. Bu parametrelerin anne adayının yaşı ve gebeliğin haftası ile birleştirilmesiyle, dört değerden oluşan bir test olan dörtlü test elde edilir.
NIPT Testi: NIPT testi, sadece anne adayının kan örneği üzerinden gerçekleştirilen bir genetik tarama testidir. Gebeliğin erken dönemlerinden itibaren, fetüsün genetik materyali annenin kan dolaşımına girebilir ve hamilelik boyunca bu materyal anne karnındaki bebeğin sağlığına dair bilgiler sunar. Bu test, sıkça görülen kromozom bozukluklarının ötesine geçer ve Down sendromu, Patau sendromu, Edwards sendromu gibi yaygın kromozom anomalilerinin yanı sıra mikrodelesyon sendromlarına da odaklanır.
Gebelik Öncesi Yapılan Tarama Testleri
Kadınlar, anne olmayı düşünmeden önce gelecekteki bebeklerinin sağlığı için gerekli önlemleri almalıdır. Hamilelik
sırasında doktor kontrolünde olmak, bebekteki olası anormallikleri erken teşhis edip gerektiğinde müdahale etmek
için büyük bir öneme sahiptir.
Hamilelik düşünmeden önce rahim ağzı kanseri taraması (smear testi) ve meme muayenesi gibi önemli tıbbi
kontrollerin yapılması büyük bir önem taşır. Anne adayının kilosu, beslenmesi, zararlı alışkanlıkları, kullandığı
ilaçlar ve alması gereken vitaminler gibi birçok faktör incelenir ve gereken öneriler sunulur.
Kan Testleri: Hemoglobin seviyeleri, kan şekeri düzeyleri, demir düzeyleri ve diğer kritik kan parametrelerini değerlendirmek için kullanılır.
Toksoplasma testi: Toksoplazma gondii adlı parazite karşı bağışıklığınızın olup olmadığını kontrol etmek amacıyla kullanılır. Bu parazit, enfekte olmuş hayvanların eti veya kedi kumu ile temas etmesi sonucu bulaşabilir.
HIV Testi: HIV testi ile tarama yapılır. HIV enfeksiyonu, anneden bebeğe geçebilir, bu nedenle erken teşhir çok önemlidir.
STI (Cinsel Yolla Bulaşan Enfeksiyon): Cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların varlığını veya riskini değerlendirmek için yapılır.
Gebelik Dönemi Beslenme
Gebelik sürecini, sağlıklı bir şekilde geçirebilmek için düzenli bir beslenme programı uygulamak son derece
önemlidir. Düzenli ve sağlıklı beslenme hem anne adayının hem de bebeğin sağlığı için oldukça önemlidir. Gebelik
döneminde beslenme programının içerisinde protein içeren besinler tüketmek oldukça önemlidir. Kırmızı et ve balık
tüketimi bu süreçte asla ihmal edilmemelidir.
Sabah kahvaltılarında yumurta ve bolça yeşillik tüketmek anne ve bebek sağlığı için oldukça önemlidir.Bu süreçte
yağlı gıdalar, şekerli yiyecekler, karbonhidrat içeren besinler tüketmek hem fazladan kilo alınmasına hem de anne
adayının diyabet, tansiyon gibi hastalıkların ortaya çıkma riskini arttırmaktadır.Folik asit içeren besinler tüketmek
son derece önemlidir. Yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, kereviz, bamya, brokoli, et, süt, yoğurt, yumurta, susam,
badem gibi besinler folik asit içeren zengin besinlerdir.
Hamilelik sürecinde sıvı ihtiyacı artmaktadır. Bol bol su tüketmek önemlidir.Ihlamur, papatya, zencefil, kuşburnu
gibi içeceğiniz bitki çayları bu süreçte hafif rahatlama,stres azaltma, mide bulantısı ve sindirim sorunları gibi
belirtileri hafifletmeye yardımcı olur.
Gebelik Dönemi Alınması Gereken Vitaminler
Gebelik döneminde gereken vitaminlerin alınması, sağlıklı bir hamilelik sürecinin temelini oluşturur. Sağlıklı ve
dengeli bir beslenme, genellikle ihtiyaç duyulan tüm vitamin ve mineralleri sağlar. Ancak, bazı durumlarda besin
maddelerinde eksiklikler olabilir.
B Vitamini: Beyin fonksiyonlarını destekleyen ve sinir sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olan bir vitamindir. Yeşil yapraklı sebzeler, mango, avokado gibi gıdalar en zengin kaynakları arasında yer alır.
D Vitamini: Gebelik sürecinde verilen vitamin takviyeleri arasında kalsiyum ve D vitamini de bulunur ve bu takviyeler anne adayının ihtiyacına göre ayarlanır. En iyi D vitamini ve kalsiyum kaynakları arasında soya, süt ve süt ürünleri yer alır.
Demir : Hamileler için vitamin takviyeleri içinde önemli bir role sahiptir. Yeşil yapraklı yiyeceklerden alınan demir, genellikle vücut tarafından yeterince emilmez. Bu nedenle, bedenin gereksinim duyduğu demiri karşılamak için bu tür yiyecekleri daha fazla tüketmek gerekebilir.
Folik asit : Gebelik öncesi dönemin son en az bir ayı ve gebeliğin ilk üç ayı boyunca alınması önerilir. Bu, anne karnındaki bebekte omurga, beyin veya omurilik gibi sorunların oluşma riskini azaltmaya yardımcı olur ve yüksek risk taşıyan hastaların bu tür sorunların tekrarlama olasılığını düşürür.
Omega 3 : Göz ve beyin sağlığı için kritik bir rol oynayan yağ asitlerindendir. Ancak, vücut tarafından doğal olarak üretilemez, bu nedenle beslenme yoluyla alınmalıdır. Özellikle DHA ve EPA gibi temel Omega 3 yağ asitleri, anne karnındaki bebeğin retinasının ve beyin gelişiminin sağlıklı ilerlemesi için önemlidir.
Protein : Et ve tavuk gibi yiyecekler, zengin protein kaynaklarıdır. Hamilelik sürecinin başlarından itibaren, anne adayının bebeğinin büyüyen kasları, kemikleri ve organları göz önüne alındığında protein ihtiyacı %15-20 oranında artar. Bu nedenle, günde 2-3 porsiyon yağsız ve yüksek kaliteli protein tüketmek oldukça önemlidir.
Gebelik Şekeri Nedir ?
Gebelik sırasında vücutta meydana gelen bazı değişiklikler, özellikle hamileliğin ikinci yarısında, insülin direncine
neden olabilir. Bu durum, bebeğin beslendiği plasentadan kaynaklanan hormonların artmasından kaynaklanır.
Ancak, pankreas rezervi sınırlı olan bazı kadınlarda, bu hormonların artışı yüksek kan şekeri seviyelerine yol
açabilir. Bu duruma gestasyonel diyabet denir. Genellikle doğum sonrası kendiliğinden düzelir, ancak gebelik
sürecinde annenin ve bebeğin sağlığı için yakından takip edilmesi önemlidir.
Gebelik diyabetinin belirtileri nelerdir?
Gebelik diyabeti, genellikle sessizce ilerler ve çoğu zaman belirtiler göstermez. Ancak bazı kadınlar, aşırı susama,
sık sık idrara çıkma, idrarda glukoz bulunması, tekrarlayan idrar yolu veya vajinal enfeksiyonlar, bulantı veya
halsizlik gibi olası belirtiler yaşayabilirler. Kan şekeri seviyeleri kontrol altına alınamadığında, bebek anne karnında
gelişimini olumsuz etkileyebilir, fazla kilo alabilir ve vücut sıvıları artabilir. Ayrıca, gebelerde kontrolsüz kan şekeri
nadiren ciddi bir komplikasyon olan "diyabetik ketoasidoz" a neden olabilir. Bu nedenle, gebelik diyabeti riski
taşıyan kadınlar için düzenli taramalar ve doktor kontrolü büyük önem taşır
Gebelik diyabetinin tanısı nasıl konur?
Eğer hamilelik başlangıcında bir diyabet riski yoksa, genellikle hamileliğin 24-28. haftaları arasında bir tarama testi
yapılır. Bu test, genellikle "50 gr Oral Glukoz Tolerans Testi" olarak adlandırılır ve içerir. İlk saatteki glukoz değeri
sınırın üzerinde çıkarsa, bir sonraki aşamada 100 gr şeker yükleme testi yapılır. İkinci test sonuçları da yüksek
çıkarsa, "gestasyonel diyabet" tanısı konur. Ayrıca, bazı durumlarda tek bir seansta 75 gr şeker yükleme testi de
kullanılabilir. Bu testler sırasında alınan şekerin anne veya bebek için zararlı olmadığını belirtmek önemlidir. Aynı
zamanda, herhangi bir zamanda ölçülen kan şekeri değerleri de gebelik diyabeti tanısını koymak için kullanılır. Bu
değerler, 200 mg/dL üzerinde olan rastgele kan şekeri, açlık kan şekeri seviyesinin 126 mg/dL veya HbA1C
değerinin yüzde 6.5'in üzerinde olması durumunda gestasyonel diyabet tanısı konulur. Bu testler, anne ve bebek
sağlığını korumak için önemlidir ve düzenli doktor takibi gerektirir.
Dış Gebelik Nedir ?
Dış gebelik, embriyonun rahim dışında geliştiği bir tıbbi koşuldur. Genellikle döllenmiş yumurta rahme doğru yol
alır, rahim duvarına tutunur ve orada büyümeye başlar. Ancak bazen, döllenmiş yumurta rahim dışında, çoğunlukla
fallop tüplerinde, tutunur. Bu durum, embriyonun sağlıklı bir şekilde gelişmesini engeller ve tedavi edilmediği
takdirde ciddi kanamalara neden olarak hayatı tehdit edebilir.
DIŞ GEBELİĞİN BELİRTİLERİ NELERDİR ?
Dış gebeliğin erken belirtileri tipik gebelik belirtilerine çok benzer olabilir. Ancak ektopik gebelik sırasında
aşağıdakiler de dahil olmak üzere ek belirtilerle karşılaşabilirsiniz:
- Vajinal kanama
- Alt karın, pelvis ve belinizin alt kısmında ağrı
- Baş dönmesi veya halsizlik.
- Fallop tüpünüz yırtılırsa ağrı ve kanama ek semptomlara neden olacak kadar şiddetli olabilir. Bunlar şunları içerebilir:
- Bayılma
- Düşük tansiyon (hipotansiyon)
- Omuz ağrısı
- Rektal basınç veya bağırsak sorunları
Dış Gebeliğin Belirtileri Ne Zaman Başlar ?
Dış gebeliğin belirtileri genellikle son adet tarihinden sonraki 5 ila 8 hafta arasında ortaya çıkar. Klasik klinik
bulgular şunları içerir: Alt karın ağrısı (kasık ağrısı), vajinal kanama veya lekelenme, adet tarihinde gecikme. Ağrı
genellikle kasık bölgesinde hissedilir ve bazen şiddetli mide ağrısı olarak yanıltıcı olabilir.
Dış gebelik nasıl teşhis edilir ?
Kan Testi: Doktorunuz, vücudunuzdaki insan koryonik gonadotropin (HCG) hormonu seviyelerini belirlemek için kan örneği alabilir. HCG hormonu yalnızca hamilelik sırasında üretilir ve rahmin içine yerleşen döllenmiş yumurta tarafından üretilir. Düşük HCG seviyeleri, ektopik gebeliği işaret edebilir, çünkü normal bir gebelikte HCG seviyeleri hızla artar.
Ultrason Muayenesi: Ultrason, ses dalgalarını kullanarak vücudun iç yapılarının resimlerini oluşturmak için kullanılır. Sağlık profesyoneli, bu testi döllenmiş yumurtanın nereye yerleştiğini ve rahim dışında bir yerde olup olmadığını görmek için kullanacaktır.
DIŞ GEBELİK NASIL TEDAVİ EDİLİR ?
Dış gebelik teşhisi konulduğunda doktorunuzun bunu nasıl tedavi edeceği,hamileleğin ne kadar
ilerlediğine,embriyonun nerede olduğuna ve belirtilerin ne kadar şiddetli olduğuna bağlıdır.
Eğer hastanın sağlık durumu stabil ve uygun koşullar mevcutsa, "Metotreksat" enjeksiyonu tedavi seçeneği uygun
olur. Metotreksat ilacı, hızla çoğalan gebelik hücrelerinin büyümesini engelleyen ve yok eden bir ilaçtır.
İlaç tedavine uygun olmayan,ilaç tedavisine cevap alınamayan kişilerde cerrahi tedavi uygun görülür.Bu tedavide
laparoskopik yöntem tercih edilir.Eğer bir tüpte tıkanma olmamışsa, tüpün içine küçük bir kesiden dış gebelik
materyali boşaltılabilir ve tüpün iyileşmesine izin verilerek tüp alınmadan tedavi gerçekleştirilebilir.
Sezaryan Doğum Nedir ?
Sezaryen doğum, bir bebek dünyaya gelirken, doktorun annenin rahminin alt kısmından cerrahi bir kesim yaparak
bebeği çıkardığı bir prosedürdür. Bu yöntem, bebek veya annenin sağlığını tehlikeye atan riskler olduğunda tercih
edilir. Sezaryen doğum, vajinal doğumun mümkün veya güvenli olmadığı durumlarda veya annenin veya bebeğin
sağlığını tehlikeye atabilecek bir durumda uygulanır. Genellikle planlı bir şekilde gerçekleştirilir, ancak acil
durumlarda hızlı bir müdahale gerektiğinde de başvurulabilir.
Sezaryan doğum nasıl yapılır ?
Sezaryen doğum ameliyatına, bikini hattı bölgesine yatay bir kesim yaparak başlanır. Bu kesim, yaklaşık olarak
12-15 cm uzunluğundadır. Karın boşluğuna erişildikten sonra, rahmin alt kısmına yaklaşık 10-12 cm uzunluğunda
yine yatay bir kesim yapılır ve bebek bu kesi aracılığıyla rahimden çıkarılır. Ardından, bebeğin göbek bağı
klemplenir ve plasenta ile zarları çıkarılarak rahim içi temizlenir. Sonrasında rahimdeki kesiyi kapatmak için tüm
karın katları sırayla dikilir.
Sezaryen Doğum Sebepleri Nelerdir ?
Sezaryen doğum, anestezi altında gerçekleşen bir cerrahi işlemdir. Bu işlem, öncelikle annenin karın bölgesine ve
ardından rahim içine yapılan kesilerle gerçekleştirilir. Sezaryen doğumun gerekliliği her durumda değişebilir ve her
anne adayının kişisel sağlık koşullarına ve bebeğin sağlığına göre belirlenir.
Anne adayının 35 yaş üstü olması, diyabet, yüksek tansiyon veya başka kronik sağlık sorunları olması ile sezaryen
daha güvenli bir seçenek olabilir. Bebeğin büyülüğü ile annenin pelvis (leğen kemiği) boyutları, bebeğin poposu
veya başı doğru pozisyonda değilse sezaryen doğum en doğru seçenek olur. Bununla beraber ikiz veya daha fazla
bebek taşıyan annelerde vajinal doğum riski artmaktadır.Bu gibi durumlarda da sezaryen doğum tercih edilebilir.
Sezaryen doğumun riskleri var mıdır?
Sezaryen doğumun bebek açısından çok ciddi riskleri yoktur. Ancak normal doğum sırasında bebeğin doğum
stresini yaşaması ve doğum kanalından geçerken akciğerlerindeki sıvının bir kısmının sıkışmanın etkisiyle dışarı
çıkması neticesinde yaş akciğer ismini verdiğimiz yenidoğanın solunum sıkıntısı durumu daha az görülmektedir.
Dolayısı ile sezaryen ile doğumda bu olaylar yaşanmayacağı için yenidoğanın geçici solunum sıkıntısı daha fazla
görülebilir.
Rahim ağzı kanseri erken teşhis edildiğinde tamamen tedavi edilebilir bir hastalıktır.Düzenli bir şekilde smear testi
gibi taramalar yaptırmak hayati önem taşımaktadır. Smear testi, rahim ağzındaki olası anormal hücre değişikliklerini
erken aşamada yakalamamıza ve tedavi şansını artırmamıza yardımcı olur. Erken teşhis ve koruyu önemler, sağlıklı
yarınlar inşaa etmemizde kritik bir rol oynar.Sağlığınıza değer vermeyi unutmayın.
Kürtaj Hakkı
Her kadın, çocuk sahibi olup olmama ve ne zaman, kaç çocuk doğuracağına karar verme hakkına sahiptir.
Türkiye'de 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun, doğum kontrolü ve kürtaj haklarını koruma altına
almıştır. İstenmeyen gebelikleri engellemek için koruyucu yöntemleri kullanmak, cinsel ilişkide korunmamak veya
kullanılan doğum kontrol yönteminin etkisiz olduğundan şüphelenmek durumunda, ertesi gün hapı gibi acil
önlemler alabilirsiniz.
Unutmayın ki bu haklar yasal olarak güvence altındadır ve her kadın kendi üreme ve doğurganlık tercihlerini yapma
özgürlüğüne sahiptir. Bu haklar size sağlık ve yaşam kalitesi açısından önemli bir kontrol sağlar.
Kızlık Zarı Onarımı
Kızlık zarının onarılması veya tamir edilmesi, genellikle istenmeyen cinsel ilişkilerin veya genital bölgeye
darbelerin sonucunda zarın yırtılması durumunda gerekebilir. Bu işlem "himenoplasti operasyonu" olarak da
adlandırılır ve vajinal estetik ameliyatlar arasında yer alır.
Kızlık Zarı muayenesi nasıl yapılmaktadır ?
Kızlık zarı muayenesi son derece hızlı ve ağrısızdır ve genellikle bir dakikadan daha kısa sürer. Bu muayenede dış
ve iç dudaklar dikkatlice tutularak, kızlık zarının anatomik yapısı incelenir. Bu muayene ile hastanın bakire olup
olmadığı ve kızlık zarının türü belirlenerek rapor edilir.
Kalıcı Kızlık Zarı Dikimi Ne Zaman Yapılmalı?
Kalıcı kızlık zarı dikimi için en uygun zaman, adet döneminin sona erdiği dönemdir. Ayrıca, planlanmış bir cinsel
ilişkiden en az 1,5-2 ay önce kalıcı kızlık zarı dikimi yapılmalıdır, böylece dokuların tamamen iyileşme şansı bulur
Kızlık zarı dikimi ne şekilde yapılmaktadır?
Kızlık zarı dikimi veya onarımı en sık olarak iki şekilde yapılmaktadır: Uzun süreli (kalıcı dikim) ve Kısa süreli
onarımlar (Geçici dikim). Kızlık zarı onarım yöntemi, hastanın muayenesi ve öyküsü dikkate alınarak belirlenir.
Muayenede, kızlık zarının tipi ve yırtılma derecesi değerlendirilirken, hastanın öyküsünde ilk cinsel ilişki
deneyiminin ne zaman yaşandığına dair bilgilere odaklanılır. Tüm bu faktörlerin göz önüne alınmasının ardından,
hangi onarım yönteminin uygulanacağına karar verilir.
Kalıcı Kızlık Zarı Onarımı : Kalıcı kızlık zarı dikimi, bir defa uygulandığında yıllar geçse bile etkisini sürdüren bir işlemdir. Bu nedenle uzun vadeli onarım işlemine "kalıcı kızlık zarı dikimi" denir.
Geçici Kızlık Zarı Onarımı : Bu işlem "geçici" olarak adlandırılır, çünkü düzeltilen kızlık zarı normal aktivitelere karşı sınırlı dayanıklılık sağlayabilir ve zaman içinde tekrar zarar görebilir
İdrar Kaçırma Nedir ?
İdrar kaçırma problemi, pelvik taban kaslarının doğuştan gelen zayıflığına, risk faktörlerine veya yaşa bağlı olarak
ortaya çıkabilir. Genetik nedenlerle bile gelişebilir. Ayrıca, çok sayıda doğum, sigara kullanımı, obezite ve sağlıksız
beslenme gibi faktörler idrar kaçırma riskini artırabilir ve bu faktörlerin varlığı idrar kaçırma sorununun daha erken
yaşlarda ortaya çıkmasına yol açabilir. İdrar kaçırma durumu, bir dizi etkene bağlı olarak farklı kişilerde ve yaş
gruplarında değişebilir.
Kadınlarda idrar kaçırma tanısı nasıl konulur ?
Daha önce yapmış olduğu doğum sayısı, sigara-alkol kullanımı, mevcut kilo durumu, kronik rahatsızlıkları, daha
önce hangi meslek dallarında çalışıp çalışmadığı sorgulanır. Çünkü karın içindeki basınç artışı yaratan durumlarda
idrar kaçırma sorunu daha yaygın hale gelebilir.
Kadınlarda idrar kaçırma nasıl tedavi edilir ?
Bir hastaya ameliyat yapılması hemen gerekmeyebilir. İlk adım, hastanın durumunu dikkatlice incelemektir ve
yaşam tarzı değişikliklerinin idrar kaçırma sorununu nasıl etkileyebileceğine bakmaktır. İdrar kaçırma yaşayan
kişilere yaşam tarzı değişiklikleri önerilir ve bu değişikliklerin sonuçlarını gözlemlemek önemlidir.
Lazerle idrar kaçırma tedavisi, idrar sızıntısı yaşayan kişiler için oldukça etkili bir yöntemdir. Bu tedavi şekli,
vajinal dokulara uygulanan lazer enerjisi sayesinde idrar kaçırma problemini gidermeyi amaçlar. Lazerle idrar
kaçırma tedavisi, cerrahi olmayan bir yaklaşımı benimser ve genellikle ağrısız bir prosedürdür.
Eğer bu değişiklikler sonucunda sorun çözülemiyorsa, tedavi seçenekleri değerlendirilir.
Cerrahi Uygulamalar
Trans Obturator Tape (TOT) ameliyatı : Bu yöntemde, idrar yolunun ortasına bir küçük bant yerleştirilir. Herhangi bir kesik yapmadan, sadece kasığa 2 delik açılarak gerçekleştirilir. Bu bant, üretranın altına hamak şeklinde yerleştirilir, bu sayede üretra havada tutulur. Doğru hasta seçimi ile yaygın olarak kullanılan bu prosedür, yüksek başarı oranlarına sahiptir.
Transvaginal Tape (TVT) ameliyatı : Bu prosedür sırasında, özel bir bant (tape) vajina içine yerleştirilir ve üretranın çevresine konumlandırılır. Bu, idrar kaçırma sorununu önleme veya azaltma amacı taşır ve genellikle basit bir cerrahi müdahale olarak kabul edilir. İşlem lokal anestezi altında gerçekleştirilir.
Kapalı laparoskopik cerrahi : Tüm bu yöntemlerin sonuç vermediği, ileri derecede sarkma sorunları yaşayan hastalara laparoskopik cerrahi müdahaleler uygulanır